24 Temmuz 2015 Cuma

Kabullenmek ve Farkındalık

Kabullenmek için farkında olmak gerekir.

Peki nedir farkında olmak, farkındalık nedir? Farkındalık gerçekleri istediğimiz şekilde algılamak yerine, oldukları gibi görmektir. Kabullenmek ise sonraki süreçtir.
Bazen olmasını istediğimiz şeyler hayallerden, umutlardan ibaretken kaçınılmaz gerçeklerde vardır. Hepimiz hayaller kurarız, vaktimizin çoğu bu şekilde geçer. Daha sonrasında ise bir şekilde hayaller biter ve farkında olmaya başlarız. Bunları olduğu gibi görüp görmemek bizim elimizde. Yeter ki kendimizi fazla kaptırmayalım. Ne demişler "azı karar, çoğu zarar".Kendimizi hayallerimize kaptırdığımızda sonuçları ne olur? Burası tartışılır.. Belki hayallerimiz gerçekleşir, belki de gerçekleşmez  

Tabi hepimiz gerçekleşmesini isteriz ancak gerçekleşmediğinde herhangi bir kurban seçmemeliyiz kendimize. Çünkü kimi suçlarsak suçlayalım (suçladığımız kişi bizler de olabiliriz) bu bizi bir yerlere ulaştırmaz. Elimizde hayal kırıklığı varken ayrıca öfkeyi de bulundurmaya gerek yok. Belki annemiz, belki de babamız veya diğer sevip, değer verdiğimiz insanlar buna neden olmuşlardır. Onlara ya da kendimize suç atarak vakit kaybetmek yerine olmadı diyerek vazgeçmeyi bilmeliyiz.   

Hayal kırıklıkları, umut ettiğimiz şeylerin olmaması hayatın bir parçasıdır. Diğer her duygu gibi bunları da yaşıyoruz ve barındırıyoruz. Uzun süre olumsuz duygular barındırırsak, mutlu olabileceğimiz zamandan çalarız ve kalbimiz kirlenmeye başlar. Hayat mutlu olabilmek için bile çok kısayken bunu mutsuzlukla yaşayarak boşa harcamamalıyız. Mutsuz olan insanlar bir yerden sonra, yani sabırları kalmadıktan sonra kötü olmaya başlarlar. Elbette ki bu kişinin kendi tercihinden kaynaklanıyor olsa da bir çok kötü diye nitelendirebileceğimiz insanlar aslında başka olumsuzluklardan dolayı kötü olmuşlardır. İyi bir insan olup olmamak bizim elimizde..

Zamanımızı hiçbir şey için asla boşa harcamamalıyız, önceliğimiz kendimiz olmalı. Mutsuz olmak istiyor muyuz? Kesinlikle hayır. Mutsuz olmak istedikten sonra, birçok sebepten ötürü kendimizi ya da başkalarını suçlayarak mutsuz olmayı başarabiliriz. Mutlu olmak içinse hayatımızda sayısız sebep var. Mutsuzluktan daha çok mutlu olabilmemiz için sebepler var. Fakat ne yazık ki insan oğlu elindekinin kıymetini bilemez. Bu yüzden de mutluluğu göremiyoruz, mutlu olabileceğimiz şeyleri. Onlar yeterli gelmiyor ya da farkına varamıyoruz. Tıpkı birçok kişi gibi elimizdeyken değil, elimizden kaybettikten sonra aklımız başımıza geliyor. Bunun birçok sebebi olabilir. Benim şu an değinmek istediğim sebep ise farkında olup kabullenmemek. 

Birçok şey kabullenmeye başladığımızda daha kolay olmaya başlar. Mesela daha az üzülürüz ve daha çabuk olumsuzluklara adapte oluruz. Hiç üzülmez miyiz? Hayır, mutlaka üzülürüz. Ama daha kısa zamanda daha az üzülmek varken, neden daha çok üzülelim. Bazı şeylerin farkına vardıktan sonra vereceğimiz kararlar daha iyi yönde olur. Çünkü pişmanlık, suçluluk ve diğer tüm hissetmek istemeyeceğimiz duygulara göre seçimler yaparız. Seçimler hayatımızın her alanında oluyor. Örneğin : Karşıdan karşıya geçerken, yandan hızla gelen arabayı umursamayıp kırmızı ışıkta karşıya geçmeye kalkarsak bu da bizim tercihimiz olur. Birçoğumuz böyle bir durumda karşıdan karşıya geçmez. Çünkü geçerse sonuçların farkında olup, kabul ederek geçmiş olur. Ufak bir ihtimal sağ salim karşıya varabilir belki ama bunu genellemeye dahil edemeyiz. 
Hayatta böyle. Bir şekilde, bir şeyler oluyor sonrasında seçim yapmak bize kalıyor. "Araç geliyor mu?" diye bakmazsak ve kırmızı ışığı görmezsek sonuçları bizim için hoş olmaz. Yani başlangıcı değişmeyecek şeylerin, sonuçlarını değiştirebiliriz. Önce arabanın farkında olmalıyız. Sonrasında beklemeyi kabullenmeliyiz.. Ve evet hayattayız.. 

Hayat kolay değildir. Zor kararlar almadan mutlu sona ulaşılmaz..

Cansu S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder